Gönderen Konu: Namık Kemal  (Okunma sayısı 37 defa)Konuyu Okumus Olanlar

[EN] [PL] [ES] [PT] [IT] [DE] [FR] [NL] [TR] [SR] [AR] [RU]

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    ♫ 𝕄𝔼𝕃𝕆𝔻𝕚 ♫

  • Kişisel İleti Gönder (Çevrimiçi)
  • *
  • Kayıt Tarihi
    03 Oca 2015 00:00:00
  • Ileti Sayisi: 18838
  • Konu Sayisi 2169
  • Alinan Begeni 1959
  • Bayan
    • Nerden: Almanya/FFM
  • Memleket: Yozgat
DÎVÂN-I NÂMIK KEMÂL / EŞ’ÂR-I KEMÂL (NÂMIK KEMÂL)


Linklerin Görülmesine Izin VerilmiyorLinki Görebilmek Için Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    veya Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor   
Resimlerin Görüntülenmesine Izin VerilmiyorResimleri Görebilmek Için Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    veya Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor   



Namık Kemal'in şiirleri
Namık Kemal (d. 21 Aralık 1840 - ö. 2 Aralık 1888)

Yenileşme dönemi Türk edebiyatının önemli isimlerinden “vatan şairi” namıyla meşhur Namık Kemal’in şiirlerinin derlendiği eseri. Divan-ı Namık Kemâl veya Eş’âr-ı Kemâl olarak da bilinen eserin hazırlanmasında Namık Kemal’in genç yaşlardan itibaren tuttuğu şiir defterlerinden ve daha sonra gazetelerde yayımlanan şiirlerinden istifade edilmiştir. Eserde 8 kaside, 288 gazel, 1 mesnevi, 2 murabba, 4 muhammes, 1 müseddes, 1 tahmis, 7 şarkı, rubailer, kıt’alar, müfredler ve tarihler bulunmaktadır. Bunların yanı sıra batı nazım şekilleriyle yazılmış 6, hece vezniyle kaleme alınmış 12 şiir daha mevcuttur.

Eserdeki şiirlerin üç farklı dönemde oluşturulduğu ifade edilebilir. İlk dönem şiirleri çocukken dedesinin vazifesi nedeniyle bulunduğu Kars’ta müderris Vâizzâde Mehmed Efendi’den aldığı tasavvuf ve edebiyat derslerinin etkisi ile (Ali Ekrem 1992: 15) nazmettiği ve bir süre sonra aynı nedenle bulunduğu Sofya’da tanıştığı Kâzım Paşa ve Şair Eşref Paşaların tesiriyle yazdığı klasik tarzdaki şiirlerinden oluşmaktadır. Şair, hiciv örnekleri de içeren bu şiirlerini 17 yaşında iken birinci şiir defterine kaydetmiştir.

İkinci döneminde ise onun İstanbul’a döndükten sonra tanıştığı Ziya Paşa, Leskofçalı Galib ve Hersekli Ârif Hikmet gibi Encümen-i Şuarâ topluluğunun usta şairlerinin etkisi görülmektedir. Büyük bir kısmı Encümen-i Şuarâ şairleriyle Fuzûlî, Fehîm-i Kadîm, Nef’î, Nâilî gibi divan şiirinin büyük üstatlarına nazire olan bu şiirlere esas itibariyle tasavvufi ilham hakimdir. Kelime oyunları yerine fikir ve hayallerin doğrudan doğruya ifadesi ve kuvvetli bir benlik duygusu şiirlerin başlıca vasıflarındandır (Akün 2006: 371).

Son şiir dönemi ise 1862’de Şinâsi ile tanıştıktan sonra şekillenmiş (Kaplan 1948: 44), şiirinin muhtevası değişmiş, tasavvufi muhtevanın yerini sosyal fikirler almıştır. Bu dönemden sonra Namık Kemal, daha somut ve sosyal konulara değinmiş; hürriyet mücadelesinin hayatına getirdiği gurbet, hapis, sürgün gibi hadiseler, Bosna-Hersek muharebeleri, Doksan Üç Harbi gibi olaylar onun bu tarz şiirini beslemiş ve geliştirmiştir.

Namık Kemal, Türk şiirine cemiyetin o zamana kadar heyecanını edebiyatta tanımadığı vatan ve millet sevgisini, hamiyet ve hürriyet duygularını mal ederek millî şair pâyesine yükselmiştir (Akün 2006: 372). Bu tarz şiirlerinde Şinasi ve Ziya Paşa gibi şekilde büyük değişiklikler yapmamış, muhtevada orijinal söyleyişler yakalamış, vatan sevgisini ve endişesinin heyecanını şiirde yoğun olarak hissettirmiştir (Türk 2021: 73). Bununla birlikte klasik şiir tarzını hiçbir zaman tümüyle bırakmamış; “Vatan Şarkısı” ve “Hürriyet Kasidesi” gibi en meşhur şiirlerinde dahi klasik tarzı takip etmiş, hatta Şinasi’nin tesiriyle başladığı nesirde bile şiirden vazgeçmemiş, bu eserlerinde de şiire yer vermiştir.

Tercümân-ı Hakîkat’te az sayıda yayımladığı şiirinde kullandığı “Hitâm-ı Acemî”, “Eddâî Kemal” takma isimlerinin haricinde Divan-ı Namık Kemal’de "Nâmık" ve "Kemâl" mahlaslarını hemen bütün şiirlerinde klasik şair edasıyla kullanmıştır.

Bir kısmı şairin kendi el yazısı ile kaleme aldığı nüshalardan Ali Emîrî ve Tevfik Fikret gibi önemli şahsiyetler tarafından istinsah edilmiş yedi el yazması tespit edilmiştir (Göçgün 1999: IX-XI). Namık Kemal’in şiirleri Sadeddin Nüzhet (1933), Rıza Nur (1936), Seyit Kemal Karaalioğlu (1985), Önder Göçgün (1999) gibi pek çok araştırmacı tarafından derlenerek yayımlanmıştır.

Şairin biyografisi için bk. “Namık Kemal”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Linklerin Görülmesine Izin VerilmiyorLinki Görebilmek Için Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    veya Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor   

Eserden Örnekler
Vatan Şarkısı

Âmâlimiz efkârımız ikbâl-i vatandır

Serhadimize kal’a bizim hâk-i bedendir

Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız cân verir nâm alırız biz



Kan ile kılıçtır görünen bayrağımızda

Can korkusu geçmez ovamızda dağımızda

Her gûşede bir şir yatar toprağımızda

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız cân verir nâm alırız biz



Osmanlı adı her duyana lerze-resândır

Ecdâdımızın heybeti ma’rûf-ı cihândır

Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız cân verir nâm alırız biz



Top patlasın ateşleri etrâfa saçılsın

Cennet kapısı can veren ihvâna açılsın

Dünyada ne bulduk ki ölümden kaçılsın

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız cân verir nâm alırız biz (Göçgün 1999: 423).



Gazel

Sad-pâre edüp sînemi nezzârelerin hep

Her lâhzada bir tâzelenür yârelerin hep



Hurşîd gibi dâğın edüp şu’le-ver-i şevk

Dünyâyı döner aşk ile âvârelerin hep



Zahm-ı elemin çâre-res-i derd-i derûndur

Cân içre tutar tîrini bî-çârelerin hep



Gör reşha-i müjgânımı ey verd-i tecellî

Hûn-âb akıdır hecr ile fevvârelerin hep



Nâmık gam-ı aşk ile değil girye-i hûnîn

Gözden dökülür hâke ciger-pârelerin hep (Göçgün 1999: 217).

Linklerin Görülmesine Izin VerilmiyorLinki Görebilmek Için Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    veya Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor   
Resimlerin Görüntülenmesine Izin VerilmiyorResimleri Görebilmek Için Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    veya Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor   

Resimlerin Görüntülenmesine Izin VerilmiyorResimleri Görebilmek Için Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    veya Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor    ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor   
Bu Sayfayi Paylas
Google Twitter skype Google youtube tumblr pinterest skype youtube grubumuz grubumuz

Etiketler: