Paça ıslanmadan balık tutulmaz: Hiçbir nimet zahmet çekilmeden, özveriye katlanılmadan elde edilemez. Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar: Kendisinden çekinilen kimsenin yüzüne karsı kimse ağız açmaz da en güçlü kimsenin bile arkasından herkes düşmanlık gösterilerinde bulunur. Papaz her gün pilav yemez: 1. Bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın. 2. İnsan zaman zaman değişiklik ister. 3. Her zaman aynı fırsat ele geçmez. Para ile imanın kimde olduğu bilinmez: Kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne kadar Tanrı’ya yakın olduğunu kimse bilemez. Para isteme benden, buz gibi soğurum senden: Kişi, kendisinden para isteyen kimseden artık uzak durmak ister. Para parayı çeker: Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır. Para peşin, kırmızı meşin: Her işin karşılığı anında ödenmelidir. Paran çoksa (borcun yoksa) kefil ol, işin yoksa şahit ol: Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir. Paran gitti mi diye sormazlar, isin bitti mi diye sorarlar: Yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara acıma. Çünkü para, istediğin şeyi yapmak içindir. Paran ucuz olursa sen pahalı olursun: Çok alışveris yapan, bol bahşiş veren kisi, parasından yararlananlardan büyük saygı görür. Paran varsa cümle alem kulun, paran yoksa tımarhane yolun: Zengin olana herkes hizmet eder, fakir olana ise kimse yüz vermez. Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak: Yapmak istediğin isi yapabildiysen bu uğurda harcadığın paralara acıma. Çünkü para, istediğin şeyi yapmak içindir. Paranın yüzü sıcaktır: Para çekicidir ve geri çevrilemez. Parası (akçesi) ucuz olanın kendisi kıymetli olur: Parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar. Parayı veren düdüğü çalar: Parasını veren kimse, istediği şeyi elde eder. Parayı zaptetmek deliyi zaptetmekten zor: Elindeki parayı çarçur etmeyip tutmasını bilmek, herkesin yapamayacağı zor bir iştir. Pazar, ilk pazardır: Satılacak mala ilk olarak kaç para değer biçildiyse satıcı buna razı olmalıdır. Pazarda herkes ambarındaki unu kadar konuşur: Bir kimse, maddi alanda olsun, manevi alanda olsun, yeteneğinin ölçüsünü bilmeli, sınırı aşan davranışlarda bulunmamalıdır. Pek yaş olma, sıkılırsın; pek de kuru olma, kırılırsın: Çok uysal olursan ezilirsin. Hep dik başlı olursan yalnız kalır, herkesi karşında bulursun. Hüner, gerektiğinde uysal, gerektiğinde sert olmayı bilmektir. Pekmez gibi malın olsun, Antakya’dan sinek gelir: Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir: Bir işin sonunun nasıl olacağı şimdiki gidişinden belli olur. Pilav yiyen kaşığını yanında (belinde) taşır: Bir şey yapmak, bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın: Yararlı bir şeyi elde etmek için sonuna kadar uğraşılmalı, direnilmelidir. |
Kayıtlı