85.000km2 dolayindaki yüzölçümüyle Türkiye topraklarinin yaklagik %11’ini kaplayan, kuzeyde Marmara Bölgesi’ne, doguda Iç Anadolu Bölgesi’ne, güneydoguda Akdeniz Bölgesi’ne komsu olan bölgemiz batida da Ege Denizi’yle çevrilidir (adini komsu oldusu denizden alir). Marmara Bölgesi’yle olan singri batida Baba Burnu’ndan baglayarak Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yükselen Kaz Dagi’na uzanir. Iç Anadolu Bölgesi’yle olan singri ise inönü’nün güneybatIsindan baglayip Sultan Daglari’nin kuzey ucuna ulagir. O noktadan baglayarak Ege Bölgesi Akdeniz Bölgesi’ne komsu olur ve bu bölgeyle olan sinir ise Köycegiz Gölü’nün batIsina kadar uzanir.
Ege Bölgesi asil Ege ve içbati Anadolu olmak üzere iki bölüme ayrilir. Ege Bölümü’ndeki illerimiz; Izmir, Manisa, Aydin, Denizli, Musla iç bati Anadolu’daki iller; Usak, Kütahya, Afyonkarahisar’dur. Nüfus Ege Bölgesi sik nüfuslanmisir. 1990 sayimina göre bölge nüfusu 8.2 milyondur. Nüfus yogunlusu Bakimindan Marmara Bölgesi’den sonra ikinci sirada yer alir. Bölge nüfusunun yarIsindan çogu kentlerde yasamaktadir.
Bölge nüfusunun önemli bir bölümü, kiyi kesimi ile çöküntü ovalarinda toplanmistir. kiyi kesiminde de nüfus daisligi Bakimindan yöreler arasinda önemli farkliliklar görülür. Ovalarda nüfus yogun, ovalari ayiran daglik kesimlerde nüfus seyrektir. Güneydeki Mentege yöresi Türkiye’nin en az nüfuslanmis yerlerindendir. içbati Anadolu ise genel olarak az nüfuslanmistir. Yüzey sekilleri Ege Bölümü’nde baglica dag siralari ve bunlari birbirinden ayiran vadi oluklari, dogu-bati dogrultulu çukurluklar olusturur. Bu çukurluklar, aralarinda kalan dogu-bati dogrultulu yüksek kütlelere dag siralari görünümü kazandgrir. Çukurluklarin bati uçlari yakin bir dönemde deniz basmasiyla koy ya da körfez biçimini almis ama daha sonra kIsmen ya da tamamen alüvyonlarla dolMustur ve parçali bir yapi gösterir. Yer yer 2000m’yi geçen dag kütleleri görülür. Bunlar içbati Anadolu’nun 1000m’yi geçebilen düzlüklerinden daha alçak olan Ege Bölümü’ndeki ovalar üzerinde heybetli bir görünüm kazanir. Ege Bölgesi’nde yerin temelini jeologlaron Menderes Masifi adini verdikleri Saruhan-Mentege eski kütlesi olusturur. Paleozoyik zaman ortalarinda kivrilmalara uiramis daha sonra aginarak düzlesmis olan bu eski temel, Tersiyer Dönem içinde yeniden yer hareketlerine uirayinca, bir daha kivrilamayip Kirslmistir. Belli Kirsk çizgileri boyunca bazi parçalarin çökmesiyle sözü edilen oluk biçimli çukurlar (graben) ortaya çikmis, bunlarin arasinda da sert ve kristalli kayaçlardan olusan eski dag kütleleri (horst) yükselmistir. Bu eski kütle yeniden kivrilmamakla birlikte, çevresinde biriken deniz dibi tortullari kivrilirken onlara kalip olMustur.
Dogu-bati dogrultulu çukur alanlarla bunlari ayiran ayni dogrultulu yüksek alanlar kuzeyden güneye dogru söyle siralanir: Edremit Körfezi ve Edremit Ova’si çukur alani, Bakirçay Ovasi’ndan Madra Dagi (1.334m) ve Kozak Kütlesi’yle (1.051m) ayrilir. Bakirçay Ova’si ile Gediz Ovasi arasinda Yunt Dagi (1.075m) yer alir; Gediz Ovasi’na kuzeyden Akhisar, güneyden de Nif (Kemalpasa) Ovalari birer körfez gibi katilir. Gediz Ova’si ile daha güneydeki Küçük Menderes Ova’si arasina Bozdaglar (2.159m) girer. Bu kütle dogu kesiminde güneydeki Aydin Daglari’yla birlegir, bati kesiminde ise Nif Dagi’na (1.506m) ve kuzeydek Spil Dagi’na (1.513m) baglanir. Daha güneyde Küçük Menderes ve Büyük Menderes Ovalari arasinda Aydin Daglari (1.819m) uzanir. Bu daglar batiya dogru bükülüp incelenerek Samsun (Dilek) Dagi (1.237m) üzerinden komsu Sisam (Samos) Adasina geçer. Genis bir alani kaplayan Büyük Menderes Ova’si Mentege yöresi içine Çine ve Bozdogan Ovalariyla sokulur.En güzeydeki çukur alani, Bodrum ve Datça yarimadalari arasinda yer alan Gökova Körfezi’dir.
bati Anadolu’da yer alan ovalar, genellikle dördüncü jeolojik zamanda meydana gelen epirojenik hareketlerle olusmustur. Bu hareketler sonucunda bazi alanlar yükselmis (horst) ve bugünkü daglik alanlari meydana getirmis, bazi alanlar ise çökmüs (graben) ve çöküntü alanlari olusmustur. Bu çöküntü alanlarinin akarsular tarafinda alüvyonlarla doldurulmasi sonucunda da günümüzdeki ovalar olusmustur. Bölgemizdeki en önemli ovalar ise Bakirçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes, Balikesir ve Akhisar ovalaridir. Ege Bölgesi’nin güneydogusunda yer alan ovalar ise çökme olaylarinin yaninda karstik olaylarin da etkisi ile olusmustur. Denizli, Tavas, Çivril gibi ovalarin olUGUMunda karstik olaylar oldukça etkilidir.
Meriç deltasi, hizli ilerleyen tAskin alanlarina sahip bir ovadir. Meriç Irmaginin tasgdigi alüvyonlarla olusmustur. Bakirçay Deltasi, ayni adi tagiyan akarsuyun, Çandarli Körfezi’ni doldurmasi ile olusmustur. Yer yer tuzlu batakliklar bulunan ovada, eski uygarliklarin kalintilari da yer alir. Küçük ve Büyük Menderes Deltalari da birer çöküntü alaninin(graben) ucunda olusan birikinti ovalaridir. Büyük ve Küçük Menderes Irmaklari, Ege Denizi’nin seviye degigikliklerine de bagli olarak tarihi dönemlerde hizla denizi doldurMustur. Öyle ki, ilkçag’da bir liman kenti olan Milet, Büyük Menderes’in denizi doldurmasi ile bu gün kiyidan bir hayli ileride kalmistir.
Bölgenin içbati Anadolu Bölümü’nde dag siralari yerine aralikli da dizileri görülür. Bu daglar, güneydogu-kuzeybati dogrultusunda birkaç dizi olustur. Bu dizilerden en doguda yer alan Emir Daglari (2.307m), Türkmen (1.826m), Domaniç (1.845m) Daglari bölge sinirlari disindaki Uludag’a kadar uzanir. Bu daglar dizisi batida ayni dogrultudaki Afyon-Karahisar-Kütahya-Orhaneli üzerinden geçen bir çukur alanla izlenir. Bu çukur alanin batIsinda Kumalar (2.247m), Ahir(1.915m), Murat (2.309m), ?aphane (2.120m), Akdag (2.089m), egrigöz (1.931m) daglari yer alir. Bu dizinin daha batIsina gidildikçe genis bir plato uzanir. Gediz Ovasi’na dik yamaçlarla inen ve yüksekligi kuzeydoguda 1.000m’yi asan bu platoya Gördes-Usak Plato’su adi verilir. Platonun güney kenarindaki Kula kenti çevresinde sönmüs volkan konileri ve yeni lav akintilari görülür.
Ege Denizi’ne dökülen akarsularimiz; bati Anadolu akarsulari, genis çöküntü hendeklerine yerlesmistir. Bu çöküntü alanlari boyunca batiya dogru akarak Ege Denizi’ne dökülürler. Denize ulaitiklari alandaki koy ve körfezlerde genis delta ovalari olusturmuslardir. Bu akarsular bölgemiz ve ülkemiz tarimi için oldukça büyük deger tagir. Bunlarin baglicalr? Bakirçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes’tir. iklim Ege Bölgesi genellikle yazlari sicak ve kurak, kislari ilik ve yagisli olan Akdeniz ikliminin etkisi altindadir. Bu genel durum daha çok Ege Bölümü için geçerlidir. içbati Anadolu’da ise denizden uzaklik ve yükselti nedenleriyle iklim kogullarinda degigiklik görülür. Kuzey kesimlerinde sik sik soguk bAskinlari görülür. yillik ortalama sicaklikta cografi enlemin etkisiyle güneyden kuzeye ve yüksekligin etkisiyle batidan doguya dogru azalma görülür. En soguk ay genellikle ocak, en sicak ay ise temmuz ayi olarak tespit edilmistir.
Ege Denizi kiyilari boyunca tam bir Akdeniz yagis rejimi görülür. Yazlar kurak geçer; yagislar kis aylarinda toplanmistir. asagi yukari bütün meteoroloji istasyonlari da yillik ortalama yagis tutari 500 mm’nin üstünde, genellikle de 1000 mm’nin altinda olarak saptamislardir. Bitki örtüsü Ege Bölgesi’nde kiyidan itibaren 600-800 m yüksekliklere kadar maki topluluklari ile akrisik olarak kizilçam ormanlari görülür. Makilerin cilizlastigi ve toprak örtüsünün inceldigi alanlarda, çogunlukla dikenli çalilardan olusan ve “garik” adi verilen bir bitki toplulusu görülür ve genellikle Izmir civari ile Karaburun yarimadasi ve Bodrum civarinda yaygindir. Orman alanlari Ege Bölümü’nün alçak kesimlerinde makiliklerin, içbati Anadolu’da ise step görünüslü alanlari üstünde yer alir. Ormanlarin alt basamaklarinda çEgitli megelere rastlanir;igne yaprakli ormanlar arasinda en yaygin tür kizilçam ve karaçamdir. Ayrica Kozak Dagi’nda fIstik çami yaygindir. Türkiye’nin en önemli çamfIstigi üretim alangdir. Bütün kiyi kesimlerde zeytinliklere rastlanir. Kuzeyden gelen soguk hava etkilerinden korunan turunçgiller bölgenin güneyine sisinmistir. Ayrica kekik, adaçayi, lavanta çiçegi gibi kokulu bitkiler ve Akdeniz iklimine uyan kaktüsler, frank inciri gibi bitkilerde yaygindir. Maki türleri arasinda çEgitli mege türleri (pirnal megesi, palamut megesi) kocayamis, mersin asaci, defne, yabani zeytinlere rastlanir.sehirlerBölgenin en kalabalik nüfusli kenti Izmir; Istanbul ve Ankara’dan sonra Türkiye’nin üçüncü büyük yerlesme merkezidir. Karalar içine derin biçimde sokulan ve ayni adi tagiyan bir körfezin bitim yerinde kurulMus olan Izmir, cografi konumu sayesinde bati Anadolu’da çok genis bir alanin ticaret limani (Izmir’e gelen mallar, gemilere yüklenmeden önce kentte islenir) ve ülkemizin Istanbul ‘dan sonra ikinci büyük ticaret merkezi haline gelmistir. Kent Izmir Körfezi bitiminde bir ayçe (hilal) biçiminde yayilir; kuzeyde Bostanli’dan baglayan bu ayçe, 27 km’yi Askin bir egri olusturarak, körfezin güneyinde Üçkuyular’da sona erer; daha sonra, Balçova, inciralti gibi yerlesmelerde batiya dogru uzanir.
Eskiçag’da ?onia’dan gelen göçmenlerin Bayrakli ve Bornova arasinda, o zamanlar deniz kiyIsinda bulunan bir tepe üstünde kurduklari sanilan kent (Smyrna) Pagoa Dagi (Kadife Kale) eteginde ikinci kez kurulMus, Roma ve Bizans esemenliklerinden sonra 1424’te Osmanli topraklarina katilmis, 1919’da Yunanlilar tarafindan isgal edilmis, 1922’de de kurtarilmistir. Bölgenin ikinci büyük kenti Denizli’nin topraklarinin büyük bir bölümü, Pamukkale havzasinda ve çevresindeki tepelik, daglik alanda yer alir. Selefkilerden Antiokhos 2’nin karIsinin adi (Laokide) adi verilerek kurulan kent, Selefkiler ve Bizanslilardan sonra da günümüzdeki yerine taginmis, yeni kuruldusu yerde bulunan Doguzlu Köyü’nün adi zamanla Denizli’ye çevrilmistir. Bölgenin üçüncü, içbati Anadolu Bölümü’ünde baglica kenti olan Kütahya, Eskiçag’da, genis bir ovanin kenarinda yükselen Yellice Dagi eteklerinde, Hisar Tepesi adi verilen yerde kurulMus, Ortaçag’da Bizans döneminde Kotyaion adiyla oldukça gelismistir. Günümüzde hisar kalintilarinin bulundusu tepenin eteklerinden kuzeydeki ovaya dogru yayilan kentin etkinlik merkezi, Hisar tepesi önünde yer alir. Önemli sanayi ve havacilik merkezidir. Bölgenin dördüncü büyük kenti Manisa, Eskiçag’da ayni adi tagiyan dagin (Magnesia) kuzey eteklerinde kurulMus, Roma döneminde gelismis, Bizanslilardan 14.yy baglarinda Saruhanogullari’na kIsa bir süre sonra da Osmanlilara geçmis, bir süre ?ehzadelerin valilik yaptiklari bir merkez olMus ve önemli anitlarla süslenmistir. Ekonomi TARIM: Ege Bölgesi’nde nüfusun çogunlusu iklim toprak kogullari ve ulasim kolayliklarinin da elvesililigiyle geçimini tarimdan saglar. Ege bölümünde Akdeniz iklimine uygun bazi bitkiler (zeytin,üzüm, vb.) agir basar. Ege bölümünden, içbati Anadolu bölümüne geçildikçe, tarimin niteligi degigir; tahil ekimi artar ve hayvancilik geçimde daha önemli yer tutar. Tahil ekiminde busday basta gelir, onu arpa ve mIsir izler. Busday özellikle Afyon ve Denizli’de üretilir bu illeri Izmir, Aydin ve Musla izler. Arpa ise Afyon ve Manisa illerinde, mIsgrin da baglica ekim alani Manisa’dir. Pirinç ekimine ovalarda az miktarda yer verilir. Bölgede Yag ve kuru sebze üretimine de önem verilir. iklim kogullari uygun oldusu için, turfanda sebze (domates, fasulye vb.) yetistirilerek öbür bölgelere yollanir. Sogan ve patates ekimi yaygindir; baklagillerden en çok nohut ekilir. Kavun ve karpuz üretimi de yaygin biçimde yapilmaktadir.
Bölgede yatistirilen sanayi bitkileri arasinda tütün, pamuk, susam, keten ve sekerpancari bas siralarda yer alir. Edrmit Körfezi kiyilari Yag zeytini üretimi kesir asaç sayisi Bakimindan basta gelir Bakimindan önemlidir. Üzüm baglarina da bölgenin her yerinde rastlanir. Üzüm ayrica sarap ve pekmez yapiminda da kullanilir. Kuru üzüm Izmir yöresinde, kis soguna dayanamayan incir ise kiyi kesimlerde yetigir. Ülkemizdeki incir asaçlarinin yaklagik olarak %81’i Ege Bölgesi’ndedir. Turunçgiller bölgenin özellikle güney kesiminde yetigir; Bodrum’da mandalina; Aydin ve Nazilli arasinda portakal yetigir.
HAYVANCILIK: Ege bölgesinde hayvancilik çok gelismemistir. Üstelik yakin dönemde otlaklarin daralmasi nedeniyle, hayvan sayIsinda azalma gözlenmektedir. kiyi kesimde daha çok kil keçisi, tiftik keçisi ve koyun, iç kesimlerde sSIIR ve manda besiciligi yaygindir. Balikçilik ise eski önemini kaybetmistir özellikle Izmir Körfezi’nin sularini pis olmasindan dolayi. Yine eski önemini yitirmis olmakla birlikte Bodrum kiyilarinda sünger avciligi yapilmaktadir.
YERALTI KAYNAKLARI: Ege Bölge’si yeralti kaynaklari Bakimindan oldukça zengindir; ama madenlerin birçogu ilkçag’dan beri isletildiginden, tükenmistir. Bölgede yaygin olan linyit yataklari, Kütahya ve Soma yörelerinde toplanmistir. Kütahya yöresindeki linyitlerin isletilmesi Kütahya-Balikesir demiryolunun yapilmasiyla kolaylagmistir. isletilen yataklardan biri Degirmisaz havzasidir; Tunçbilek bölgesindeki yataklarsa daha önemlidir. Soma’dan da oldukça iyi nitelikli linyit kömürü çikarilmaktadir. Demire katilarak çelik elde etmeye yarayan krom, Kütahya ve Balikesir arasindaki yataklardan Çardi’da çikarilirken, günümüzde bu ocak tükendigi için Birakilmis, onun yerine Dasardi ve Dursunbey dolaylarindaki ocaklar isletilmeye açilmistir. Bölgedeki çok sayida demir yataginin baglicalari Edremit yöresinde, Ayvalik’in güneyinde ve Simav çevresinde yer alir; Selçuk, Usak ve Tire’de zimpara yataklari isletilir. Ayrica çEgitli mermer, civa, bor, manganez yataklari vardir. Türkiye’nin en önemli maden suyu Afyon dolaylarinda kizilay tarafindan isletilmekte Izmir’in Çamalti tuzlalarindan da Türkiye’nin toplam tuz ürünün 3/5’ü elde edilmektedir.
SANayi ETkinlikleri: Ege bölgesi Türkiye’de Marmara Bölgesi’nden sonra ikinci sirada yer alir. Özellikle Izmir’de toplanmis olan baglica sanayi kollari arasinda dokumacilik, makine ve madeni esya yapimi, besin sanayisi (un, makarna, konserve fabrikalari), tütün isletmeciligi sayilabilir. Pamuklu, dokumacilik, Izmir’in yani sira Aydin, Nazilli, Denizli, ve Usak’ta gelismistir. Yag sanayisi tesisleri özellikle Edremit-Ayvalik yöresinde, seker fabrikalari Usak, Kütahya ve Afyon’da yer alir. Usak, Kula, Gördes ve Simav’da halicilik gelismistir.
ULAsim: Ege Bölgesi ulasim Bakimindan Türkiye’nin islek bölgelerindendir. Dogu-bati dogrultulu vadi oluklari, karayollarinin iç kesimlere kadar ulagmasina olanak verir. Bölge çEgitli demiryolu hatlariyla öbür bölgelere baglanir. (Ülkemizde ilk demiryolu hatti olan Izmir-Aydin hatti, 1856’da Ege Bölgesi’nde hizmete girmistir). Karayollari ve demiryollari, içbati Anadolu’da Afyon ve Kütahya’da düsümlenir. Denizyollari açIsindan Izmir limani (ticaret etkinlikleri bu limanda toplanmistir) disinda önemli liman yoktur. Turizm Bakimindansa Bodrum, Kusadasi, Güllük, Datça ve Marmaris limanlari önemlidir. Izmir düzenli hava seferleriyle de Istanbul ve Ankara’yla baglanti kurmaktadir. Tarihi eserler ve turistik bilgiler Ege Bölgesi’nin turizm Bakimindan zengin bir dogal ve kültürel yapisi vardir. Daglarin kiyiya dik olarak uzanmasi, son derece girintili çikintili bir kiyi seridi yaratmistir ( Ege denizi kiyilarinin toplam uzunlusu 593km’dir) ve dogal kumsallarin denize girmeye son derece elvesili olmalarinin yani sira, yüksek kiyilarda da çekici görünümleriyle ilgi toplarlar. Ayrica yöredeki bük (Akbük, Gökçeler bükü, Degirmen bükü, Palamut bükü, Karg?bük, vb.), özellikle son yillarda iyice yayginlasan yat turizminde, yatlara dogal liman islevi gören; “Mavi Yolculuk” adiyla yayginlasan ve kiyinin Kusadasi’ndan Antalya’ya kadar olan koylarini dolasan yat turizmi, bölgeye önemli miktarda yerli ve yabanci turist çekmektedir; ülkemizin baglica üç yat limani (Kusadasi, ÇEgme ve Bodrum yat limanlari) da bu kiyilardadir.
Ege Bölgesi’nde esemen olan Akdeniz ikliminin yuMusak niteligi de, turizme son derece elvesilidir: Kislarin geç geçmesi, yazin güneslenme olanaklari, deniz suyu sicakliklarinin uygunlusu çok sayida turist çeker. Ege Denizi’nde deniz suyu sicakliklari, kuzeyden güneye dogru artar ve denize girme süresi de bu dogrultuda uzar: Kiyilarda kuzeyden Izmir’e kadar yilda bes ay olan denize girme süresi, Kusadasi’ndan sonra artmaya baglar ve Bodrum’da sekiz ayi bulur.
Ege Bölgesi’nde yer alan kaplica ve içmecelerde saglik turizmi açIsindan da ilgi görmektedir: Denizli’de Karahayit ve Pamukkale kaplicalari; Izmir’de Balçova, Dikili, Davutlar, ÇEgme ve sifne kaplicalari; Seferhisar’in güneyinde Doganbey kaplicasi; Kütahya’da Simav-Gediz, Yoncali, Harlek ve Murat Dagi kaplicalari ve içmeceleri ile Eynal kaplicalaridir., Manisa’da Kursunlu kaplicasi ve Sart kaplicasi; Afyon Sandikli’da Sandikli, Gazligöl ve Hüdayi kaplicalari ve içmeceleri yer alir; Izmir’de Urla içmeceleri. Özellikle Pamukkale sicaksu kaynaklari, çok eski dönemlerden bu yana bilinmekte ve ilgi çekmektedir. Pamukkale’nin özelliklerinden biri de travertenleridir: sicak maden sulari, asagi döküldükleri dagin yamaçlarini beyaz traverten taraçalari haline getirmistir (yöreye Pamukkale adi, suyun kapsadigi kalsiyum karbonat nedeniyle olusan beyazliktan ötürü verilmistir). Travertenleri sayesinde çok sayida turisti çeker.
Bölgede dogal ve tarihsel güzellikleri korumak amaciyla iki Ulusal park düzenlenmistir. Bunlardan Dilek Yarimadasi Ulusal Parki, Aydin ilinin Kusadasi ve Söke ilçeleri sinirlari içinde yer alir ve Akdeniz bitki örtüsünün en güzel örneklerini kapsar. Ayrica ?onialilar’dan kalma kalintilar, arkeoloji açIsindan önemlidir. Manisa ilinin yamaçlarina yasladigi Spildagi üstündeki Spildagi Ulusal Parki’ysa, 1500m’yi bulan yükseltisiyse yazin Manisa’nin sicagindan kaçanlara barinak olusturur (Osmanlilar döneminde bir devre adini veren Manisa lalesi, burada dogal olarak yetigir). Ayrica bu ulusal park da, Eskiçag kalintilarini kapsar. Bölgenin çEgitli illerinde düzenlenmis Ormaniçi Dinlenme Yeri de, yerli ve yabanci turistlere çEgitli hizmetler sunar.
Ege Bölgesi, arkeoloji ve tarih özellikleriyle de bol bol turist çeker.: Izmir’de Efes ve Bergama; Denizli’de Pamukkale (Hierapolis); Aydin’da Priene, Miletos, Didim, Afrodisias, Datça’da Knidos: Bodrum’da Halikarnassos; Manisa’da Sart yikintilari. Dünyanin yedi harikasindan ikisi Ege Bölgesi’ndedir (Efes Artemis tapinagi ve Halikarnassos Mausoleion’u). Ayrica, Selçuk’ta Meryem Ana’nin Evi ve Sen Jan Kilisesi, Didim’de Apollon tapinagi, çok sayida yabanci turist çekmektedir. Günümüzde Ege Denizi kiyIsindaki Akçay, Ören, Ayvalik, Foça, ÇEgme, Kusadasi, Didim, Güllük, Bodrum, Datça, Marmaris gibi yerlegim merkezlerimiz, yaz mevsiminde gerçek birer turizm odagi haline gelmistir.
|