Oruç Tutmamayi Mübah kilan Özürler
asagidaki on sebebden ötürü oruç tutmamak veya tutulMus bir orucu bozmak mübahtir: Yolculuk Ramazanda en az üç günlük (on sekiz saatlik) bir yere gidecek olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Bundan dolayi o gün yola çikinca oruçlu bulunmamis olur. Fakat bir kimse oruç tuttuktan sonra, gündüzün yolculusa çiksa, bu yolculuk o ilk gün için bir özür sayilmaz, orucuna devam etmesi gerekir. Ancak o gün yola çikar da, ondan sonra orucunu açarsa, kendisine keffaret gerekmez, yine sadece kaza gerekir. Hastalik Bir hasta caninin helâk olacagindan veya aklinin gitmesinden veya hastaliginin artmasindan veya uzamasindan korkacak olursa, oruç tutmayabilir ve tutMus oldusu orucu bozabilir. Sonradan iyilegince tutamadigi günleri kaza eder. ilerlemesinden korkulan göz agrisi da böyledir; çünkü bu da bir hastaliktir. Bununla beraber yalnizca bir kuruntuya bagli korku yeterli degildir. Ya hastanin tecrübesinden veya görülen belirtilerden dolayi kendisince kuvvetli bir zan bulunmalidir. Yahut uzman olan müslüman bir doktor tarafindan haber verilmelidir. Oruç tuttusu takdirde, böyle hasta olacagi delilden dogan kuvvetli bir zanna veya yetkili müslüman bir doktorun haberine dayanan saglam bir kimse de hasta hükmündedir. Yine, agir sitma nöbetine tutulan kimse, henüz sitma belirmeden orucunu bozacak olsa, bunda bir sakinca yoktur. Fakat gün asiri sitmaya tutulan kimse, belli günde sitmanin geri dönmesi sebebiyle kendisini zayif düsürecegini düsünerek orucunu bozdusu halde, sitma meydana çikmamis olsa, kendisine keffaret gerekmez. Düsmanla Cihad Ramazanda düsmanla savasacak bir Islâm mücahidi, düsman kariIsinda zayif düseceginden korkarsa, oruç tutmayabilir. Sonra savas yapilmasa da yine kendisine kazadan bAska bir sey gerekmez. Zorlama (?krah) Hali Hayata tesir edecek veya bir uzvun (organin) telef olmasina sebebiyet verecek sekilde bir zorlamadan dolayi oruç açilabilir, bu caizdir. Bununla beraber yolcu veya hasta bulunmayan bir kimse, böyle bir zorlamaya ragmen ramazan orucunu bozmaz da zulmen öldürülürse günahkâr olmaz, daha büyük bir sevab kazanir ve dindeki saglamligini göstermis olur. Fakat yolcu veya hasta olan kimse, bu zorlamaya ragmen orucunu açmaz da öldürülecek olursa, günaha girmis olur. Çünkü bunlar için aslinda oruçlarini açma izni dinde vardir. Bu ruhsattan zorlanma halinde yararlanmamak dogru olmaz. siddetli Açlik ve Susuzluk Oruçlu bir kimse açliktan veya susuzluktan dolayi helâk olmasindan veya aklina bir noksanlik gelmesinden bir tercübeye ve belirtiye veya müslüman bir doktorun haberine dayanarak korkarsa, orucunu sonra kaza etmek sarti ile bozabilir. Gebelik, Süt Annelik söyle ki, Ramazanda gebe bulunan, ya kendisinin veya bAskasinin çocusuna süt veren bir kadin, kendisine veya çocusa bir zarar gelmesinden korkarsa, orucunu bozabilir. Sonra onu kaza eder. Ancak süt analigi gerçeklesmis olmalidir, çocusa süt verecek kendisinden bAska bir kimse bulunmamalidir. Yahut bulundusu halde çocuk memesini emmemelidir. Hayz ve Nifas Hali Bir kadin Ramazanda gündüzün âdet görmege baglarsa veya çocuk dogurursa, orucu bozulMus olur. Artik âdet günlerinde ve lohusalik müddetinde oruç tutamaz, caiz degildir. Fakat bir kadin âdet günü sanarak orucunu bozdusu halde, o gün âdet görmemis olursa, kendisine keffaret de gerekir. Tercih edilen görüs budur. Ramazanda âdet gören bir kadin geceleyin âdet kesilip temizlenecek olsa bakilir: eger âdet günleri tam on gün ise, ertesi gün ramazan orucuna baglar. Fakat on günden az ise, âdeti kesildikten sonra imsak vaktine kadar yikanmasina yetecek kadar fazla bir zaman kalmissa, yine oruca baglar. Bu kadar bir vakit bulunmaz ise, yikanmasi arkasindan hemen imsak zamani olursa, o gün oruca baglamaz; çünkü böyle on günden noksan âdet görenler hakkinda yikanma müddeti de âdet vaktinden sayilir. Ziyafet Ziyafet vermek veya bir ziyafete çagrilmak, nafile oruçlari bozmak hususunda bir özür sayilabilir. Bunun için, sonradan kaza edebilecegine güvenen kimse, verecegi veya çagrildigi bir ziyafetten dolayi, nafile olarak tutMus oldusu orucunu bozabilir. Çünkü orucuna devam ettigi takdirde, bir müslümân kardegini gücendirmis olabilir. Bir görüse göre, nafile oruç ziyafet için zevalden önce açilabilirse de, zevalden sonra artik açilamaz. eger ana ve babanin haklarina riayetsizligi gerektiren bir hal olursa, o zaman bu mübah bozulabilir. Ziyafet, farz ve vacib oruçlar için bir özür degildir. Talaka (boganmaya) Yemin Nafile veya kaza orucuna baglamis olan bir kimseye orucunu bozmasi için bir sahIs kendi haniminin bos olmasina yemin etse, orucunu bozmazsa karIsinin bos olacagini söylese, bu oruçlunun o yemin eden adami zarardan ve eziyetten kurtarmasi için orucunu açmasi mendub olur. bazi alimlere göre, daha istiva zamani olmamis ise, bu mendubdur (iyidir), degilse mendub olmaz. Fakat yemin eden kimse oruçlunun babasi ise mendub olur. Yag Büyüklügü Kendisine seyh-i fâni denilen çok yagli ve güçsüz bir kimse oruç tutmayabilir. seyh-i fâni , o ihtiyar kimsedir ki, ölünceye kadar vücuduna zafiyet gelir ve tekrar kuvvet bulmadan ölür. Böyle bir kimse için her ramazan gününün orucuna kasiligi bir fidye vermek gerekir. Bu fidye ramazanin baginda verilebilecegi gibi, sonra da verilebilir. Bir çok fakire verilebilecegi gibi, bir fakire de verilebilir. Bunun için otuz günün fidyesi, ibahe (yemek yedirmek) sureti ile de ödenebilir. söyle ki, her günün orucuna bedel fakire sabah-akiam doyacak kadar yemek yedirilmesi yeterli olur. Sagliginda üzerine borç kalan fidyeleri ödemeyen kimsenin, mali varsa, bunlarin ödenmesini vasiyet etmesi gerekir. eger geriye Biraktigi mal, fidye borçlarini kasilamayacak derecede ise veya ölü hakkinda basi? yapmak isteyenin koydusu para yetmiyorsa "devir" yapilir. Buna "Iskat Savm" denilir. ("Iskat Salât" bölümüne bakabilirsiniz.) Kendisini seyh-i fâni sanip fidye vermis olan kimse, sonradan oruç tutmaya güç kazansa, fidyenin hükmü kalmaz. Oruç tutmasi ve geçmis günleri kaza etmesi gerekir. Yolcu, hasta hayz, ve lohusa halinde bulunanlarin kendilerini oruçlu gibi göstermeleri gerekmez. Yolcu ile hasta agikâre yiyebilirler. Ancak kendilerini yolcu veya hasta tanimayan insanlara kasi açikta yemeleri uygun degildir. Suçlanmadan kurtulmak ve din kardeilerine saygi göstermek için meydanda yememelidir. Hayz ve lohusa için de, gizli yiyip içmek edebe daha uygundur. Oruç tutmasi gerekmeyen bir kimse, ramazan günleri içinde oruç tutmasini gerektiren bir hal ile kasilagirsa; günün geri kalanini oruç tutmasi (yeyip içmemesi) uygundur. Örnek: ?msak vaktinden sonra temizlenen haiz veya lohusa bir kadin, o günün akiamina kadar imsak etmelidir. Yine, bir yolcu oruçlu olarak sabahlayip da ondan sonra beldesine dönse veya bAska bir beldeye girip ikamet etse veya oruçlu olmadigi halde imsak vaktinden sonra ikametgâhina dönse, artik o günün akiamina kadar imsak etmelidir. iftar etmesi çirkindir. Yine, ?msak vaktinden sonra saglisa kavusan bir hasta, aklini kaybettikten sonra kendine gelen bir mecnun, bülusa eren çocuk, Islâmi kabul etmekle ihtida eden kimse ve herhangi bir sebeble orucu bozulan için gerekli olan, günün geri kalan kIsmini oruçlu gibi geçirmektir. Din terbiyesi bunu gösterir. Hatta böyle davranmak, sahih olan görüse göre vacibdir. Diser bir görüse göre müstahabdir. Bülusa eren çocuk ile ihtida eden (Islâmi kabul eden) sahsa, o günün orucunu ayrica kaza etmek gerekmez. Çünkü bunlar imsak vaktinde mükellef bulunmamislardir. Diserlerine ise, kaza etmek gerekir: Bir yolcu için güçlük yoksa, ramazan orucunu tutmasi daha faziletlidir. Fakat güçlük çekilecekse veya arkadaglari oruçsuz olup yiyecekleri aralarinda müsterek ise, iftar etmesi daha faziletlidir. Nafakasini (geçimini) kazanmaya muhtaç olan bir iiçi veya sanatkâr, bu isle uirastigi takdirde, orucunu bozmasini mübah kilacak bir hastalisa uirayacagini bilecek olsa, daha hasta olmadan iftar etmesi helal olmaz.
|