[♫ 𝕄𝔼𝕃𝕆𝔻𝕚 ♫]

Oruç Keffareti Oruç keffareti, Ramazanda bir özür bulunmaksizin belli sartlar içinde orucunu bozan bir mükellefin, müslüman veya gayr-i müslim bir köle veya cariye azad etmesidir. Buna gücü yetmiyorsa, arka arkaya kesinti yapmaksizin iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmezse altmis fakire (sabah-akiam) yemek yedirir. Oruç keffareti böyle yemek yedirmekle olabilecegi gibi, yiyecegi aynen verip temlik etmekle de olur. (Oruç keffaretinde böyle sirayi gözetmek hem Hanefilerce, hem de safiîlerce gereklidir. Malikîlerde sira gözetmek yoktur, insan dilerse köle azad ederek, dilerse oruç tutarak ve dilerse yemek yedirerek bunu yapar.) Yemek, aç olan bülusa ermis veya yaklagmis altmis fakiri sabah akiam doyuracak kadar yedirmektir. Bu yedirilecek yemek yalniz busday ekmegi de olabilir, busday ekmegi yaninda katik mecburiyeti yoktur. Fakat katiksiz arpa ekmegi yeterli degildir. eger yüz yirmi fakire yalniz bir vakit yemek yedirilse, bu ancak altmis fakire yedirilmis sayilir. Bunlardan altmis fakire tekrar sabah veya akiam yemek yedirmek gerekir. Böyle altmis fakire bir defa yemek yedirildikten sonra daislip gitseler, ya gelip hazir olmalarini beklemeli, ya da tekrar altmis fakiri sabah-akiam doyurmalidir. Oruç keffaretinin esya verilip temlik yolu ile yapilmasina gelince, altmis fakirden her birine bes yüz yirmi dirhem (yarim sa) busday veya bin kirk dirhem (bir sa') arpa veya huma veya kuru üzüm verilir. Bu, tam bir fitre sadakasi miktaridir. Bunlarin kiymetini vermek de caizdir. Oruç keffaretinde bir fakire altmis gün sabah-akiam yahut yüz yirmi sabah veya yüz yirmi akiam yemek yedirmek de yeterlidir. Yine, bir fakire iki ayda her gün ya aynen veya kiymet olarak birerden altmis fitre sadakasi verilmesi de yeterlidir. Fakat bir fakire bir günde topluca verilecek altmis fitre miktari, yalniz bir günlük fitre yerine geçer. Onun için her gün bir fakire bir fitre miktari verilir. Bu keffaretlerde uygulanir. Oruç keffaretinin iyi hal sahibi olan fakirlere verilmesi daha faziletlidir. imam Ebû Yusufa göre, bu keffaret bedeli gayr-i müslim fakirlere verilemez. Fetva da buna göredir. Oruç keffareti, oruç tutmak suretiyle olunca, bunda kesintisiz arka arkaya tutmak sarttir. Onun için bu oruca baglayan kimse, ara vermeden iki ay oruç tutar. eger daha iki ay dolmadan herhangi bir sebeble orucunu bozarsa, yeniden iki ay oruç tutmaya baglar. Bundan kadinlarin lohusa halleri degil de, âdet halleri müstesnadir. Geçirecekleri âdet günleri kesinti sayilmaz. Çünkü bu halden kurtulmak kadinlar için mümkün olmayacak derecede zordur. Ramazan orucunun veya muayyen bayram günlerinin araya girmesi de, keffaretin arka arkaya olmasina engeldir. Keffaret hususunda, keffaret ödeyecek kimsenin ödeme zamanindaki haline bakilir. Buna göre, bir keffaret ödeyicisi, keffaretin gerektigi zamanda zengin iken, bunu ödeyecegi zaman fakir düsmüIse, keffaretini oruç tutmakla yerine getirir. Fakat daha orucunu bitirmeden tekrar zenginlegip köle azad etmeye güç kazansa, köle azad etmek suretiyle keffareti yerine getirmesi gerekir. Keffaret orucuna, kamerî aylardan birinin baglangicinda baglanirsa, ayin ilk günü esas alinir. Böylece tam iki ayin geçmesiyle oruç keffareti tamamlanmis olur. Fakat ayin baginda oruca baglanmazsa, birinci ay üçüncü aydan tamamlanarak otuz gün hesab edilir. Ikinci ay ise, ayin basi alinarak oruca devam edilir. Bu, iki imama göredir. imam Azam'a göre, bu takdirde tam altmis gün oruç tutmak gerekir, ay bagina bakilmaz. Bir kimse bir ramazan içinde veya birkaç ramazanda özürsüz olarak birkaç defa kasden orucunu bozMus olsa, bunlardan dolayi yalniz bir keffaret öder. Sahih olan görüs budur. Çünkü ceza yönü, keffarete üstün gelmektedir. Sebebleri bir olan cezalarda bir ceza yeterlidir. Bu bir ceza hepsine yeter. Fakat keffaret yapildiktan sonra tekrar orucunu ayni sekilde kasden bozacak olursa, bundan dolayi ayrica bir keffaret gerekir. Birinci keffaret ile tam bir ders alinamadigi anlaislmis olur.

[Etiketler:]

Etiketler: oruc keffareti