Gönderen Konu: SiiRT  (Okunma sayısı 466 defa)Konuyu Okumus Olanlar

[EN] [PL] [ES] [PT] [IT] [DE] [FR] [NL] [TR] [SR] [AR] [RU]

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    k@rcicegi

  • Kişisel İleti Gönder (Çevrimdışı)
  • Default Avatar
  • *
  • Kayıt Tarihi
    27 Oca 2016 20:38:44
  • Ileti Sayisi: 653
  • Konu Sayisi 250
  • Alinan Begeni 41
  • Bayan
    • Nerden: ADANA
  • Memleket: TÜRkiyE
Siirt

Yüzölçümü: 11.003 km²

il Merkezi Nüfusu: 134.871

Toplam il Nüfusu: 310.468  (2011 yili)

il Trafik No: 56

il Telefon Kodu: 484

 Siirt ili Tanitimi

Hakkinda Bilgi

Siirt, dört mevsimin en güzel sekliyle yasandigi iklimi, her türlü sebze ve meyvenin yetistigi bereketli topraklari, el emegi göz nurunun ürünü olan battaniye ve kilimleri, sifa kaynagi Pervari Bali, iri taneli fIstigi, kendine has lezzeti olan Zivzik Nari, dogal güzellikleri, tarihi eserleri, bagrinda barindirdigi evliyalari ile görülmeye deger bir yerdir.

ilçELER: Siirt ilinin ilçeleri; Aydinlar, Baykan, Eruh, Kurtalan, Pervari ve sirvan'dir.

Kaplicalar, türbeler, tarihi cami, kale ve köprüler Siirt'in tarihi ve turistik degerleri arasinda oldukça önemli bir yere sahiptir.

Siirt ili TanitimiCogrAFYA

Güneydogu Anadolu Bölgesi'nin kuzeydogu ucunda yer alan Siirt dogudan Sirnak ve Van, kuzeyden Batman ve Bitlis, batidan Batman, güneyden Mardin ve Sirnak illeri ile çevrilidir. Bölge, Güneydogu Anadolu düzlüklerinden sonra birden yükselmekte, dogu ve kuzey kesimleri bol yagis almaktadir. Bu nedenle, kuzeyden Mus Güneyi Daglari, dogudan Siirt Dogusu Daglariyla çevrili olan il alani, Dicle Irmagi'nin önemli su toplama alanlarindan birini olusturmaktadir. il topraklarinin tümü Dicle Havzasi'na girmektedir. Havza, Firat, kizilirmak ve Sakarya Havzalari'ndan sonra ülkenin dördüncü büyük su toplama alangdir. Siirt yaz, kis bol yagis alan zengin çayirlarla kapli yaylalar ile çevrilidir.

Siirt'te karasal iklim hüküm sürmekte ve dört mevsim en belirgin özellikleriyle yasanmaktadir. Dogu ve kuzey bölgelerinde kislar daha sert ve yagisli, güney ve güneybati bölgelerinde ilik geçer. Yazlari sicak ve kuraktir.

TariHÇE

yazili kaynaklara göre, M.Ö.2000 baglarinda Hititler Döneminde önemli yerlegim yeri olMustur. Daha sonra Frig, Lidya, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu, Danisment, ilhanli, Eretna ve Osmanli hakimiyetlerini yasamistir.

NASIL GgdiLgri

Karayolu: Diyarbakir-Siirt arasinda uzanan dogu-bati dogrultulu karayolu ilin en önemli karayolu baglantIsgdir. Otogarin kent merkezine uzakligi 1 km. olup firma servisleri, Belediye Otobüsleri ve sehir içi minibüsleri ile ulaislabilir.

Demiryolu: Karayoluna paralel olarak Diyarbakir ve Batman üzerinden gelen demiryolu Kurtalan' da son bulur. Istasyonun kent merkezine uzakligi 28 km.dir.

GEzilECEK YERLER

Cami ve Türbeler

Ulu Cami : Çinili Minare olarak anilan Ulu Caminin minaresi, tipik Selçuklu mimarisini yansitmaktadir.

Siirt'te Veysel Karani Hz. Türbesi ve ibrahim Hakki Hz. Türbesi bulunmaktadir.

Kaplicalar

Billoris Kaplicasi : Billoris Termal Turizm Merkezi

Saglarca Kaplicasi : Siirt'e 15 km. uzakliginda, Eruh yolu üzerindedir. Banyo uygulamalariyla deri hastaliklarina, romatizmada, kadin hastaliklari, nevralji, nevrit, polinevrit, polio sekelleri ve su içi egzersizlerinde yararli olmaktadir.

Yaylalar

Pervari ilçesindeki Çemikari, Cema ve Herekol yaylalari ile sirvan ilçesinde Baçova yaylasi yöre halki tarafindan ilgi görmektedir. Yaz, kis bol yagisli olan bu yüksek platolar, zengin çayirlarla kaplgdir.

Masaralar

ilin Jeolojik yapIsinda kalkerli olUGUMlar önemli yer tuttusundan pek çok sayida masara olusmustur. Bunlarin bir bölümünde, insanlarca konut olarak kullanildigini gösterir izlere rastlanmaktadir. Suya kasi direnci az olan kalkerlerin erimesi ile ortaya çikan bu dogal masaralar genellikle vadi boylarinda yogunlagmistir. Bunlarin en ünlüleri Botan Masaralaridir.

NE YENgri

Siirt'e özgü yemekler arasinda, Büryan (Perive) et yemegi ve fes seklinde tencerelerde pigirilen perde pilav vardir.

NE ALINIR?

B?ttim sabunu, Siirt battaniyesi, Jirkan kilimi, meyan kökü ve fIstik Siirt'e has ürünlerdendir.

YAPMADAN DÖNME

Veysel Karani Hazretleri ile ibrahim Hakki Hazretleri Türbeleri görmeden,

Ulu Cami gezmeden,

Siirt Büryani yemeden,

Perde PiLAVi tatmadan,

Tiftik dokuma battaniyesi almadan,

Bitim sabunu almadan,

....Dönmeyin.

Veysel Karani Hazretleri Kimdir?

Baykan ilçesi’nin en önemli özelligi, büyük zatlardan olan Hz. Veysel Karani’nin türbesinin Siirt ili Tanitimislçe’nin 8 Km. güneybatIsinda bulunan Ziyaret Beldesi’nde bulunmasidir. Türbenin burada olmasi nedeniyle binlerce insan ilçe’ye akin etmekte ve ilçe’yi canlandirmaktadir.

Türbesinin ilçe’de olmasi nedeniyle burayi önemli bir ziyaret merkezi haline getiren Hz. Veysel Karani’nin 555-560 yillari arasinda dogdusu tahmin edilmektedir. Dogum yeri Yemen’in Karen Köyü’dür. Soyu Yemen Kabilelerinden Muradogullari’ndan gelmektedir. Babasinin ismi Amir’dir. Kendisinin asil ismi Üveys Bin Amir-i Karenî’dir. Karen Köyü’nün bir mutlu seherinde dünyaya gelen küçük Üveys, Muradogullari’ndan Amir’in mütevazi evini mutlulukla doldurur. Dört yaginda iken babasi vefat eder. O, annesinin bAska kimsesi bulunmadigindan bin bir güçlükle herhangi bir tahsil görmeden, semavi dinlere ve kitaplara ait herhangi bir bilgisi olmadan büyür.
Üveys büyüdükçe kendisinde dogustan mevcut olan “Tek Tanr?’ya inanç” hissi de geligir. O’nu kimse anlamaz, söylediklerine güler, alay ederler. Kendisini anlayan, dinleyen, derdine ortak olan tek insan annesi idi.

Gönlü ulvi hislerle kaynasan ve artik çaligip annesine bakabilecek çasa gelen genç Üveys, bir is aramaya koyulur. Sonunda kendisine en uygun igi seçer. Kendisiyle alay eden, kendisini anlamayan insanlardan uzaklagmak ve endi iç dünyasiyla basbaga kalabilmek için deve çobanligi yapmaya baglar.
Hz. Veysel Karani deve çobanligi yapmaya baglayinca ihtiyar ve hasta annesi olmasa deve otlattigi sakin vadilerden Karen’e inmeyi hiç istememektedir. Kendi uzletgahinda Allah ile basbaga kalmaktan bir an olsun ayrilmak istememektedir. Artik Hz. Veysel Karani’nin ufku öyle genis, aydinlik, gönlü öyle duyarlgdir ki, her an bir kurtaricinin haberini beklemektedir.

Ve bekledigi kutlu haber çok geçmeden kendisine ulagir. Bu haber Allah’in son Peygamberi Hz. Muhammed’in zuhur ettigi ve insanlari “Hak Din’e” davet ettigi haberidir. Hz. Veysel Karani bf haberi duyunca hiç kimsenin ir?ad ve tesviki olmadan Müslüman olur, Islam’a ve Hz. Muhammed’e gönülden baglanir. Annesine de Kelime-i Tevhid’i bizzat kendisi ögretir.

Hz. Veysel Karani Müslüman olunca yüce peygamberin nurlu yüzünü görebilmek Askiyla yanar tutusur. Hz. Veysel Karani, Allah Resulü’nü görme arzusunu birkaç defa pek sevdigi annesine açarsa da, çok ihtiyar ve âmâ (kör) olan annesi, kendisine bakacak kimse olmadigindan izin vermez. Hz. Veysel Karani’nin yagi kirk’in üzerine gelir. oglunun gönlünde patlayan yanardaglari çok iyi hisseden anne, çaresiz “Ancak Medine’ye gidip hemen gelmek, Hz. Peygamber’i orada bulamayacak olursa tegriflerini beklemeden dönmek.” sartiyla kendisine izin verir.

Gönlü Allah Askiyla, Peygamber muhabbetiyle dolu olan Hz. Veysel Karani, izin alinca durmaz ve Medine yollarina koyulur. Issiz vadiler, daglar, tepeler, kizgin çölleri asar ve Peygamber beldesi Medine’ye ulagir. Hz. Peygamber’in evine giden Hz. Veysel Karani, Peygamberimizi evde bulamaz. Peygamber EfRBIYEz o sirada Tebük Seferi’ndedir. Peygamberimizi bulamayinca çok üzülür. Hz. Veysel Karani, annesine verdigi sözü hatirlar. Hz. Aise (R.A.)’ye “- Kainatin efendisine selamimi söyleyiniz. Cennet sabahlarini andiran mübarek yüzlerini doya doya görmek isterdim. Lütfen, içimin Ask Muhammed’i (S.A.V.) ile yandigini, gönlümün bitmez niyazini bildiriniz.” Diyerek ayrilir ve tekrar Yemen yolunu tutar.

Peygamber EfRBIYEz seferden dönünce Hz. Aise’ye söyle hitap ettiler:

“- Ya Aise, evimize hangi ulu kigi gelDis Bu Rahmani kokular, bu ilahi lezzet nedir?
Ey Allah’in Resulü; Yemen Oymagi’ndan Karen Köyü’nden Üveys adinda bir zat sizi ziyarete geldi. Mukaddes Cemâlinizin bagri yanik agiklarindanmis. Zat âlinizi bulamayinca çok üzgün bir halde ayrildi. iste o adam gittikten sonra evin içinde bu ulvi kokulari hissettim.

Ya Aise, sen o zati gördün müs
Evet ey Allah’in Resulü. sag gözümün ucu ile baktim.
Öyleyse o gözünü bende ziyaret edeyim. Görüsün ve gördüsün mübarek olsun.”
Bir müddet sonra Mescid-i Nebevi’ye geçen Resulullah, Sahabelerine seslendiler;

“ – Müjdeler olsun, Üveys’i gören gözü ziyaret ettim, gelin siz de benim gözümü ziyaret edin.
Ve buyurdular; “Bana Yemen tarafindan rahmani kokular geliyor. süphesiz tabii’nin en hayirlisi Üveys’tir.”
Resulullah son hastaliklarinda Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Aise’ye vasiyet buyurdular :

“ Benden sonra arkamdaki hirkami, Üveys’e veriniz.”

Yine Resulullah buyurdular :“Benim ümmetimde Üveys adinda bir kigi vardir. kiyamet gününde Rebia ve Mudar Kabileleri’nin koyunlari tüyü sayIsinca günahl? kigilere sefaat edecektir.”

Resulullah’i göremeden tekrar Karen’e dönen Hz. Veysel Karani yine deve çobanligi yapmaya devam eder. Yine Karen halki ona divane gözüyle bakar ve O’nunla alay ederlerdi. O yine herkesten uzak kendi uzletgah’inda ibadetleriyle mesgul olur, gönlü Allah Aski, Peygamber sevgisiyle dolar tasardi.
Peygamberimizin vefatindan sonra Hz. Ali ve Hz. Ömen Üzeys Hz.’ni bulur ve Peygamberimizin vasiyeti üzerine hirka-i serifi Hz. Veysel Kanani’ye verirler. Peygamberimizin hirkasinin Hz. Veysel Karani’ye verilmesinden sonra ve Peygamberimizin O’nun hakkindaki övgülerinin duyulmasindan sonra Hz. Veysel Karani’nin gözünde degeri artar, herkes ona hürmet eder.

Annesi vefat etmis bulunan Hz. Veysel Karani’nin yüceligi bu hadiseden sonra Karen’de bilindigi ve kendilerine olan hürmet arttigi için köyden ayrilirlar. Kûye’ye giderler.

Hz. Veysel Karani’nin Kûye ve Basra taraflarindaki hayati da eskisi gibi yine Issiz vadilerde, tabiatin kucaginda ve kendi uzletgahinda Hakk’a niyazla geçmektedir.

Hz. ali’nin halifeligi sirasinda iki Müslüman grup arasinda çikan siffin Savagi’nin hazirliklari esnasinda Hz. Ali tarafinda, safinda savasa katilmasi ricasiyla Medine’ye davat edilirler. Memnuniyetle bu davete icap eden Hz. Veysel Karani hemen Medine’ye hareket ederler, daha sonra da Hz. Ali’nin yaninda siffin Savagi’na katilirlar.

siffin Savagi esnasinda Veysel Karani’de yaralanarak, Hicret’in 37. Senesinde (Miladi 657) ?evval ayinin 18. günü Firat Nehri kenarinda savas meydaninda sehit olur.

siffin Savagi’nda sehitlerin büyük çogunlusu savagin oldusu yerde toprasa verildi. sehitlerini memleketlerine götürmek isteyenler için tabutlar yaptgrildi. sehitlerin içinde Hz. Veysel Karani’de vardi. Mübarek naagi için üç ayri kabile toplanmis ve sahip çikmislardir. sehit birdi, ancak sahipleri üçtü. Saatlerce tartistilar. Ne var ki, hiçbir kabile Diserini tatmin edip inandiramadi. Sonunda is Hz. Ali’ye ulaginca O, olayi islami açidan anlatmaya çalisti. Hz. Veysel Karani’nin köken itibariyle Yemen’li oldusunu ve Yemenlilere verilmesi gerektigini belirtti. Ancak, Diser iki kabile bu teklife razi olmadilar. Hz. Ali kur’a çekme teklifinde bulundu ise de buna da razi olmadilar. Bunun üzerine Hz. Ali “Peki, dedi... Veysel Karani’nin mübarek naagini ben korumaya aliyorum... Yarin görüsürüz.” dedi ve her üç kabile bAskanlari daisldilar. Hz. Veysel Karani son kerametini gösterdi ve sabah kalktiklarinda her üç kabilenin tabutlarinda da göründü. Her kabile birbirinden habersiz naagin kendilerine verildigini zannederek sessizce naagi alarak, biri Yemen yolunu, biri Sam yolunu, biri de Bitlis yolunu tuttu.

Allah Askinin potasinda eriyen Veysel Karani Hz.’nin kerameti böylece yeni olaylarin çikmasini önler. Rivayetler O’nun sahadetini ve kerametini böyle anlatir. Ancak, her seyi bilen yüce Allah’tir. O’nun defni ve mezariyla ilgili anlatilanlar birer rivayete dayanir. Nereye ve nasil defnedildigi konusunda kesin bir bilgi yoktur. Nerede oldusunu ancak yüce Allah bilir.

Kegifleri :

Kahveyi bulan o’dur.

Üveys bir gün develeri otlatirken burusuk meyvelerden birisini Isirdi. aciydi. “ Allah (c.c) her bir nimeti fayda için yaratmistir.” Diyerek aci buldusu o meyvelerden birazini ategin üzerine atti, kavurdu, çignedi aciliklari kalmamisti. Bir saat sonra Üveys’in akli içi bir olMustu. Daha sonra iyi düsünmeye, kendisine güvenmeye baglamisti. Üveys derhal yakisan ismi söyledi. “Madem ki yiyeni keyiflendiriyor (keyfe) olmalidir.” Dedi. Günümüzde Keyfe adi kahve olarak anilmaktadir.

Hz. Veysel Karani’nin ilmi Yönü :

Hz. Veysel Karani, dünyanin batil inançlarla karanlik içinde yüzdüsü bir dönemde, Islam’in dogusundan önce Yemen’in Karen Köyü’nde bu aleme gözlerini açan bir velidir. Hem de velilerin öncüsüdür. Dogusunda gönlünüiklandiran tek Allah inanci daha çocukluk yillarinda baglamis, olgunluk çagina geldiginde bu inanca Peygamber sevgisi eklenince, iç aleminde dis alemleri görür pencereler açilmistir. Okul görmedigi, bir harf bilmedigi halde yüce Allah ona gayb alemlerini açmisti. Hiçbir ögretmene gerek duymadan gizli hazinelerini ögrenmek ve görmek mutlulusunu basislamistir.
O’nun zengin gönül ikliminde sürekli olarak Allah’a ve yüce Peygamberine sevgi çiçekleri yegermisti. Hz. Peygamber daha dünyayi aydinlatmadan yillar önce tek tanr? görüsüne ve peygamberin gelecegine inanmis olmasi, O’nun erdem dolu niteliklerinin en üstünüydü.

Alemler serdari Hz. Peygamberi dünya gözüyle görmeden O’na agik olMustu. O’nu görebilmek istiyakiyla doluydu. Ne var ki, gönül gözüyle her zaman gördüsü Hz. Peygamberi dünya gözüyle görememistir.
Hz. Peygamberin " Cennet analarin ayaklari altindadir.” Hadisi ile buyurdusu anne sevgisinin kutsalligini, yatalak annesine bir ömür boyu gösterdigi üstün hizmet ve ilgisiyle, insanogluna en güzel örnesi hiç kuskusuz Veysel Karani Hz. vermistir.

Hz. Veysel Karani’nin tabii’nin en ulusu oldusu, Allah ve Resulü nezdinde çok sevilen bir kigi oldusu, gerek Peygamber efRBIYEzin hadislerinden, gerekse Islam alimlerinin ortak yorumlarindan anlaislir.
Veysel karani Hz.’nin hayati, derinliklerine erigilmeyen bir ummandir. Bütün yasamini deve çobani yaninda ibadet ve itaatle sürdürmüstür.

Allah’in bahsettigi eIsiz yüceligi de Peygamberin hirkasinin kendisine verilmesinden sonra anlaislabilmistir. Böylece o güne kadar deli divane olarak görülen Veysel Karani Hz. halkin gözünde kutsallagmis, gönüllerde layik oldusu altin tahta oturMustur.

Allah’in velileri her zaman insanlarin gönlünde taht kurMustur. Onlari her toplum kendilerine mal etmek istemistir. Sahip çikmislardir. Kendileri tek oldusu halde Anadolu’muzun birçok yerinde makamlari bulunmaktadir.

Hz. Peygamber bir hadisinde;

“ Beni ziyaret etmek imkanina esiemediginizde, kardegim Veysel Karani’yi–Makamini-ziyaret ediniz.” buyurMustur.

Velilerin öncüzü Veysel Karani Hz.’ne izafe edilen ve Islam devletlerinin topraklarina kubbeler yapilarak serpilmis bulunan makamlarin en önemlilerinden biri hiç kuskusuz Baykan ilçesi sinirlari içindeki bu kutsal makamdir.

Siirt, Baykan ilçesi’ndeki Veysel Karani Hz. makami, en çok ziyaret edilen makamlarin baginda gelir. yillik ziyaretçi adedi yüzbinleri asar. Burada Veysel Karani Hz. huzurunda eller duaya kalkar, dilekler tutulur, kurbanlar kesilir.

Veysel Karani Hz.’ne ait külliyenin temeli Selçuklular Dönemi’nde atilmis, ilk olarak ta Veysel Karani Türbesi yapilmistir. Daha sonra 1967’de onarim görmüstür.

Veysel Karani Külliyesi, Vakiflar Genel Müdürlügü’nün girigimleriyle 1974 yilindan itibaren çok daha bakimli bir görünüme kavusmustur. 1982 yilinda avlu düzenlenmesinden sonra, 1983’te kesimhane binalari, daha sonra da otel ve konukevi binalari devreye sokulMustur.

Yunus Emre’nin Dilinden

VEYSEL KArani

Rum’da, Acem’de agik oldum
Yemen illerinde Veysel Karani
Enbiya sevdi ve dostum dedi
Yemen illerinde Veysel Karani

Anasindan dogdu dünyaya geldi
Melekler altina kanadin yaydi
Resulün hirkasin, tacini giydi
Yemen illerinde Veysel Karani

Erenler önünde kemer belinde
Aknurdan beni var o sag elinde
Üveys sultan derler Hak divaninda
Yemen illerinde Veysel Karani

Sabah ibadetin yapar giderdi
Gizlice Rabbine niyaz ederdi
Anin igi gücü deve güderdi
Yemen illerinde Veysel Karani

Bin deveyi bir akçeyi güderdi
Anin da nIsfini zekat ederdi
Develer bilesine tevhid ederdi
Yemen illerinde Veysel Karani
Bu Sayfayi Paylas
Google Twitter skype Google youtube tumblr pinterest skype youtube grubumuz grubumuz

Etiketler: