Adana, 1.591.518 nüfusuyla Türkiye'nin Istanbul, Ankara, Izmir, Bursa'dan sonraki 5. büyük sehridir. sehir merkezi, güney Anadolu'da Akdeniz'den 30 km içerde Seyhan Nehri'nin üzerinde bulunmaktadir. Adana ilinin idari merkezidir.
Dogudan batiya 100 kilometre boyunca uzanan Adana-Mersin Büyükiehir Bölgesi, 2.87 milyon nüfusuyla Mersin, Tarsus, Adana ve Ceyhan sehirlerini kendisine dahil eder. Türkiye'deki dördüncü büyük metropolit alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir.
Adana'nin merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan cografi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova'nin merkezinde bulunur. Yaklagik 5.62 milyon insana ev sahipligi yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarima oldukça elvesili, genis ve düz bir alandir. Etimoloji Birçok kaynasa göre Adana ismi Hitit imparatorlusu esemenligindeki Kizzuvatna kralliginin Adanya URU adli sehrinin isminden türemistir. BAska iddialar ise ismin; MIsir'dan gelip Yunan sehri Argos'a yerlegen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danaus'la ilgili oldusu seklindedir.
Danaja adindaki bir ülkeyle baglantili olan erken MIsir metinleri Thutmosis II (MÖ 1437) ve Amenophis III (MÖ 1390-1352)'dan kalan yazitlardir. Miken Uygarligi'nin çöküsünden (MÖ 1200) sonra Ege'deki bazi mülteciler Kilikya sahillerine gitmislerdir. Dananayim ya da Danuna sakinleri; Ramesses III hükümdarligi sirasinda MÖ 1191 yilinda MIsir'a saldiran bir grup denizci olarak tanimlanir. Denyen ise Adana sehrinin sakinleri olarak bilinir. Ayrica söz konusu ismin PIE dilinde da-nu (nehir) Dana-na-vo (nehir kenarinda yasayan insanlar) (Iskitli göçmenler) ve Rigveda (Danavas)'da yasayan iblisler ile bir baglantisi olmasi mümkündür.
Homeros'un ilyada'sinda sehir Adana olarak anilir. Helenistik dönemde Klikya'daki Antiohya (Yunanca: Ἀντιόχεια τῆς Κιλικίας) ya da Antiochia ad Sarum (Yunanca: Ἀντιόχεια ἡ πρὸς Σάρον; "Sarus üzerindeki Antiohya") olarak da bilinirdi. The Helsinki Atlas editörleri Adana'yi geçici olarak Quwê olarak tanimlamislardir (çünkü çivi yazisi kitabelerinde o sekilde belirtilmistir). Isim bazi kaynaklarda ayni zamanda Coa olarak da gösterilir ve Kitab-i Mukaddes'te belirtilen Kral Süleyman'in atlarini temin ettigi yer oldusu yönünde yaklasimlar bulunmaktadir. sehrin Ermenice ismi Ատանա Atana ya da Ադանա Adana 'dir.
Bir antik Grek-Roman efsanesi'ne göre Adana ismi kökenini; Seyhan Nehri (Sarus) yakinlarinda bir yere gelip Adana'yi kuran Uranus'un iki oglu Adanus ve Sarus'tan almaktadir. sehrin ismine iliIkin daha eski bir efsaneye göre ise Akad, Sümer, Babil, Asur ve Hitit mitolojileri tarafindan ormanin yakinlarinda yasadigina inanilan ve Tesup veya Ishkur olarak da bilinen gök gürültüsü tanrisi Adad'in ismi bu bölgeye verilmistir. Bu savi kanitlayan Hititlilerin isimleri ve el yazmalari o bölgede bulunMustur. Bu teori Gökgürültüsü Tanrisi'nin çok fazla yagmur getirmesi ve bu yagmurun bölgeye büyük bir bolluk saglamasindan beridir devam eder. Bu tanr? yörenin sakinleri tarafindan sevilir ve saygi duyulurdu. Onun serefine, söz konusu bölge "Uru Adaniyya;" Diser bir deyisle "Adana Bölgesi" olarak anilmaya baglanmistir.
Cografya Adana, tarihte batililar tarafindan daha çok Klikya olarak bilinen Çukurova'ya bir gisi kapisi olarak hizmet eden Akdeniz'in kuzeydogu kenarinda bulunmaktadir. Bu genis düzlük Toros Daglari'nin güneydogusu boyunca uzanir.
Adana'dan Çukurova'nin batIsindaki Tarsus'a giden yol Toros Daglari eteklerindeki tepelerden geçer. sicaklik, her yükseltileyle beraber düser, çünkü yol yaklagik olarak 4000 m'lik bir rakima ulagir ve kayalikli bir geçit olan Gülek Bogazi'ndan geçer ve Iç Anadolu düzlüklerine dogru devam eder.
sehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yilinda yapimi tamamlanan Seyhan haznesi kusatir. Baraj hikroelektrik kuvveti için yapilmis olup alçak Çukurova düzlügünü sulamak amaçlgdir. Ovaya dökülen sehrin iki sulama kanali, sehir merkezi boyunca dogudan batiya dogru geçer. Yüregir ovasini sulama amaçli yapilan bAska bir kanal da bulunmaktadir.
iklim Adana, tipik Akdeniz iklimine sahiptir. Kislari ilik ve yagisli; yazlari ise sicak ve kuraktir. En yüksek sicaklik 8 Temmuz 1978'de 44.0 °C olarak ölçülmüstür. En düsük sicakliksa 30 Ocak 1980'de −4.2 °C olarak kayitlara geçmistir. Tarihçe Adana'nin tarihçesi 3,000 yil kadar öncesine dayanmaktadir; bölgedeki arkeolojik bulgular Paleolitik çag'a degin uzanan insan yerleskelerini gün yüzüne çikarmistir. Arkeolojistlerin tas bir duvar ve bir sehir merkezi bulduklari Tepebas Höyüsü Neolitik çag'da inia edilmistir ve Çukurova bölgesindeki en eski sehir olarak düsünülmektedir. Adana isminde bir yer Sümer destanlarindan biri olan Gilgamis Destani'nda söz edilmektedir; ancak bu çalismanin cografyasi sözü geçen yerin konumunu belirlemek için çok muslaktir.
Hattusag (Bogazkale)'de bulunan Hitit Kava yazitlarina göre Kizzuwatna, MÖ 1335 dolaylarinda Hititlilerin korumasi altinda Adana'yi yöneten ilk krallikti. Ayni zamanda sehir Uru Adaniya ve sakinleri ise Danuna olarak anilirdi. MÖ 1191-1189'a rastlayan yillarda Hitit imparatorlusu'nun çöküsüyle baglayan bati kaynakli akinlar ovanin denetiminin çok sayida küçük çapl? kralliklara geçmesine neden olMustur, akabininde de Asurlular, MÖ 9. Yüzyil; Faslilar, MÖ 6. Yüzyilda MÖ 333'te Büyük Iskender; Selevkoslar; Kilikya korsanlari; Romali devletadami Pompey; ve Kilikya Ermeni Kralligi (Kilikya Kralligi) bölgenin denetiminde söz sahibi olmuslardir.
Adana'nin tarihçesi özü itibariyle Tarsus'un tarihçesiyle bir baglantisi vardir; Seyhan Nehri'ne komsu olan bu iki sehrin konumu nehir tarafindan degistirildiginden bu sehirler siklikla ayni kent olarak anilir ve ismi de asirlarin seyrine göre degismistir. Romalilar döneminde Adana'nin göreceli olarak az bir önem arz etmekteydi ve bu siralarda bölgenin metropolü konumunda Tarsus bulunmaktaydi. Gnaeus Pompeius Magnus devrinde ise sehir Kilikya korsanlari için bir hapishane olarak kullanilmistir. Birkaç yüzyil sonra sehirde doguya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kurulMustur. MS 395'te Roma imparatorlusu'nun kesin çöküsünün ardindan bölge Bizans imparatorlusu'nun bir parçasi haline gelmis ve muhtemelen Julianus'un hükümdarligi zamaninda gelismisti. Büyük köprülerin, yollarin, hükümet binalarinin, sulama ve fidanliklarin iniasiyla beraber Adana ve Kilikya bölgenin en önemli ve geliIkin ticaret merkezi haline gelmistir. Özellikle Kilikyalilar devrinde Ayas (bugünkü adiyla Yumurtalik) ve Kozan (eski adiyla Sis) bölgedeki Diser büyük sehir ve yönetim merkezleriydi.
Orta çag 7. Yüzyilin ortalarinda sehir Araplar tarafindan ele geçirilmistir. Arap kökenli bir kaynasa göre sehrin ismi Yazene'nin torunu Ezene'den gelmektedir.
Bizans 964'te Adana'yi yeniden ele geçirmistir. 1071'de Alp Arslan'in Malazgirt Meydan Muharebesi zaferinin ardindan Selçuklular Bizans imparatorlusu'nun büyük bir kIsmini hakimiyeti altina almistir. 1071 yilindan bir süre önce Adana'ya ulagip sehri ele geçirmislerdir; ve 1097'de Birinci Haçli Seferi önderi Tancred Adana'yi ele geçirene kadar sehri ellerinde tutmuslardir.
1132 yilinda I. Levon komutasi altindaki Kilikya Ermeni Kralligi tarafindan ele geçirilmistir. 1137'de ise bölgeye Bizans kuvvetlerince el konulMustur fakat Ermeniler 1170 dolaylarinda sehri yeniden hakimiyetleri altina almislardir. 1268'de sehrin büyük bir bölümünü yikan siddetli bir deprem meydana gelmistir. Deprem sonrasinda Adana yeniden inia edilip 1359'a kadar Kilikya Ermeni Kralligi'nin bir bölümü olarak kalmistir ancak yapilan bir basi antlagmasi sonucu sehir III. Konstantin tarafindan MIsir'in Memlük Sultani'na devredilmistir. Memlüklülerin sehre girmesiyle beraber birçok Türk ailesinin Adana'ya yerlesmesine olanak saglanmistir. Memlükler tarafindan getirilen Ramazanogullari Osmanlilar Adana'yi ele geçirene dek sehirde hüküm sürmüs Türk ailelerinden birisidir.
Yakin tarih I. Dünya Savagi'ndan sonra Adana ve çevresi Fransa tarafindan isgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtulus Savagi esnasinda gösterdigi diplomatik bagari sonucu yapilan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlagmasi ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldi (5 Ocak 1922).
II. Dünya Savagi sirasinda (30 Ocak 1943) ingiltere basbakani Winston Churchill ve Ismet inönü, Adana'ya 23 kilometre uzakliktaki Yenice'de bir araya gelmistir. Toplantida Churchill, Türkiye'nin müttefikler yaninda II. Dünya Savagi'na katilmasini istemis, ancak inönü bunu reddetmistir. Tarihte bu zirve Adana Bulusmasi olarak bilinir.
1955 yilinda Demokrat Parti hükümetinin ABD ile yaptigi anlagma geregi olarak, Adana'nin 10 km dogusundaki incirlik Beldesinde NATO Hava Üssü kuruldu. Soguk savas yillarinda, 1991 Körfez Savagi'nda ve 2003 Irak Savagi'nda etkin olarak kullanilmistir. 1956 yilinda Seyhan Baraji ve Hidroelektrik Santrali hizmete açildi. 1998 yilinda 6.2 siddetinde bir deprem meydana gelmistir. Ceyhan Depremi olarak bilinen depremde çogu Ceyhan'da olmak üzere toplam 145 kigi yasamini kaybetti.
Kronoloji Luvi Kralligi (MÖ 1900), Arzava Kralligi (MÖ 1500-1333), Hitit imparatorlusu (MÖ 1900-1200), Asurlular (713-663 BC), Pers imparatorlusu (MÖ 550-333), Helen Antik Yunan Uygarligi (MÖ 333-323), Selevkos imparatorlusu (MÖ 312-133), Kilikya Prensligi (178-112), Romalilar (MÖ 112 -395), Bizans imparatorlusu (395-638; 964-1071), Abbasiler, Büyük Selçuklu imparatorlusu, Memlükler, Ramazanoglu Beyligi, Osmanli imparatorlusu, Türkiye.
Ekonomi Adana, ilk sanayilegen sehirlerden biri olMustur. Seyhan Baraji'nin iniasiyla ve tarim tekniklerindeki geligimlerle beraber 1950'li yillarda tarimsal verimde büyük gelismeler yasanmistir.
Adana; pamuk, busday, soya fasulyesi, arpa, üzüm ve narenciyenin büyük miktarlarda üretildigi Çukurova tarim bölgesinin pazarlama ve dagitim merkezidir. Türkiye yetilen mIsir ve soya fasulyesinin yarIsini Adana'da üretilmektedir. Türkiye'deki yerfIstiginin %34'ü ve portakalin %29'u Adana'da yetistirilmektedir. Bölgedeki çiftçilik ve tarim kaynakli sirketlerin çogu genel müdürlüklerini Adana'da açmistir.
Tekstil ve deri sanayi Adana'nin üretiminin %29'unu olusturan büyük sanayi kollaridir ve bitkisel Yag ile islenmis yiyecek üreten tesisler de sayica fazladir. 2008 itibariyle Adana'da Türkiye'de en üst siralarda yer alan 500 sanayi firmasinin 11'ine ev sahipligi yapar. Otomotiv sanayide Adana'nin en büyük firmasi olan Temsa'nin 2,500'den fazla çalisana sahip olup yillik 4,000 otobüs üretmektedir. Marsan-Adana, Türkiye'deki en büyük margarin ve bitkisel Yag fabrikasidir. Advansa Sasa, 2,650 kigiye istihdam saglamakta olup Avrupa'nin en büyük polyester üreticisidir. Adana Organize Sanayi Bölgesi'nin 1,225 hektar alan üzerine kuruludur ve küçük-orta ölçekli 300 civari tesise ev sahipligi yapmaktadir. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi, fuarlara, is konferanslarina ev sahipligi yapar ve su anda Çukurova'daki isletmeler için temel bulusma noktasidir. Akademi yönelik 2000 kigilik Kültür ve Kongre merkezi, 2010 yilinda Çukurova Üniversitesi kampüsüne açilmistir. Hilton International, Seyhan ve Sürmeli otelleri sehrin 5 yildizli otelleridir. Sheraton ve Türkmen Otel'inin ise nehrin dogu yakasinda iniasi sürmektedir.
Adana'da medya ulusal ve yerel acentalar araciligiyla yürütülmektedir. 1918'de yayinlanmaya baglanan Yeni Adana, Adana'nin en eski gazetelerinden olup hala yayin hayatina devam etmektedir. Ekspres, Toros ve Bölge gazeteleri hem Adana'da hem de Çukurova'da hizmet veren Diser yerel gazetelerdir. Çukurova TV, Kanal A, Akdeniz TV ve Kent TV televizyon yayin sirketleridir. Adana’nin en büyük haber portali 2005 yilinda yayin hayatina baglayan Linklerin Görülmesine Izin VerilmiyorLinki Görebilmek Için Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor
Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor
ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor
veya Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor
Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor
ya da Linklerin Görülmesine Izin Verilmiyor
www.adanahaber.com haber sitesidir. Birçok ulusal gazetenin bölgesel yayimcilik merkezi Adana'da bulunmaktadir. Tarim Alüvyonlarin getirdigi verimli topraklari nedeniyle senelerdir bir cazibe merkezi olan, ülkenin en verimli ovalarindan Çukurova'da busday, ayçiçegi, zeytin, nar, mIsir, narenciye (portakal, turunç, mandalina ve limon), muz, kivi, baklagiller, sekerkamIsi, patates,domates, biber, marul, lahana, sogan pirinç, soya, pamuk, üzüm, yerfIstigi, bakla, börülce, fasulye, h?yar, badem, karpuz, kavun, yenidünya gibi birçok ürün üretilmektedir. Üretim klasik sulama sistemlerinden, yagmurlama (damla sulama) teknolojisine geçilmektedir.
Ulasim Demiryolu Adana'ya ilk demiryolu hatti ingilizler tarafindan 1886 yilinda kurulMustur. Adana-Mersin arasindaki hatta günümüzde dizel lokomotifli trenlere ilaveten, raybüs ve dmu tipi hizlandgrilmis banliyö trenleri çalismakta olup, Adana-Mersin arasinda günde kasilikli 27'ier tren sefer yapmakta ve seyahat süresi 45 dakikaya inmistir. Anahat trenleri olarak ise; Istanbul Haydarpasa'ya Iç Anadolu Mavi Treni; Ankara'ya Çukurova Mavi Treni, Kayseri'ye Erciyes Ekspresi ve Elazig'a da Firat Ekspresi yolcu tasimaktadir.
Karayolu Otoyolla Adana'dan Ankara, Mersin, Gaziantep ve Hatay yönünde ulasim mümkündür. D-400 Karayolu ve milletlerarasi TEM otoyolu ile Adana`ya ulaislir. Ankara'dan Aksaray, Pozanti üzerinden 472 km, Izmir'den Afyon-Konya-Eregli üzerinden 873 km., Istanbul'dan Bolu, Ankara, Aksaray-Pozanti rotasiyla 909 km sonra Adana`ya ulaislabilir. sehir merkezine uzakligi 5 km. olan otobüs terminalinden Türkiye`nin her yerine otobüs seferleri düzenlenmektedir.
Havayolu sehrin hava ulasimi, 1937 yilindan bu yana ?akirpasa Havaalani'ndan saglanir. iç ve dis hat seferlerinin gerçeklestigi Adana Havaalani, Türkiye'de yolcu taginmasi siralamasinda 7. sirada yer almaktadir. Havaalani iç hatlardan Istanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen ile Ankara-Esenboga, Izmir, Antalya ve Trabzon'a; dis hatlardan KKTC - Lefkoga ve Almanya'nin bazi sehirlerine direkt uçuslar düzenlenmektedir. sehirde ayrica askerî gayeli olarak kullanilan incirlik Havaalani'da bulunmaktadir.
Denizyolu Adana il sinirlari içerisinde milletlerarasi petrol ve yük tasimaciligina açik Botas Limani ve Toros Gübre Fabrikalari Limani bulunmaktadir.
sehir içi ulasim sehir ulasiminda, Büyükiehir Belediyesi Otobüsleri ve özel halk otobüsleri, dolmuslar ve taksiler kullanilmaktadir. Ayrica 14 km güzergahi ve bunun üzerinde 13 istasyonu bulunan Adana metrosu, 2010 yilinda hizmete açilmistir. 2007'den bu yana Adana Büyükiehir Belediyesi Otobüsleri, özel halk otobüsleri ve Hafif Rayl? Sistemi/Metroda Kentkart akilli bilet kartlari kullanilmaktadir. Adana Büyükiehir Belediyesi, 229 otobüsten olusan bir filoyla sehir içinde hizmet vermektedir.
Nüfus ve demografik yapi Adana'da il nüfusu 1927-2009 yil 1927 1935 1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1997 2000 2009 2010 Nüfus 72.000 76.473 100.367 117.642 231.548 289.219 347.454 475.384 574.515 777.554 916.150 1.037.924 1 397 853 1.650.000 1.835.652
Osmanli imparatorlusu tarafindan 1893 yilinda yapilan nüfus sayimi sonucuna göre Adana merkezin nüfusu 70.702 kigidir. Bunun % 82'sini Türkler, %14'ünü Ermeniler, %2'sini Rumlar ve %2'sini katolik olusturmaktaydi.
Ikinci Dünya Savagi'nin ardindan gelen yardimlar ve baglayan endüstriyel yatgrimlar ile büyüme sürecine giren Adana'nin merkez nüfusu, 2009 yili TÜ?K verilerine göre 1.563.545[16] kigiye ulagmistir. Adana nüfusunun %87'si sehirlerde, %13'ü ise köylerde yasamaktadir.[17]
Mimari Adana mimarisinin altin çagi 15. yüzyilin sonlari ve Ramazanogullari'nin Adana'yi bAskenti olarak seçtigi 16. yüzyildir. sehir o dönemde birçok yeni mahallelerin kurulmasiyla beraber süratle büyür. Adana'nin tarihi açidan dönüm noktasi sayilabilecek birçok yapisi bu dönemde inia edildigi için Memlüklü ve Selçuklu mimarisi Adana'nin mimarlik tarihinde önemli bir yer tutar. Roma-Bizans Devri'nde kalan tek eser TAsköprü olup birkaç kamu binasi Osmanli hükümdarligi sirasinda sehre inia edilmistir. Tepebas'in tarihi mahallesindeki ilk imar çalismalari neolitik çasa uzanir. Seyhan Nehri'nin kariIsindaki tepede bulunan Tepebas'in surlarla çevrilmesinin ardindan TAsköprü'nün uzaginda kalmistir. Varlikli bir Ermeni mahallesi Osmanli döneminde ortaya çikmistir ve Tepebas sehrin Ermeni mimarisini tarihi evleri ve tasokullariyla yansitir. Günümüzde Tepebas bir arkeolojik parka çevrilmekte olup, arkeolojik kazilarin yaninda 18. yüzyildan kalma evler ve kamu binalari restore edilip butik otellere, kafelere ve restoranlara dönüstürülmektedir. sehrin içinden geçen Seyhan nehri üzerindeki köprülerden en dikkat çekeni 4. yüzyildan kalma bir Roma köprüsü olan TAsköprü'dür.[18] 2007 yilina kadar motorlu araçlara açik olan bu köprü dünyadaki en eski köprü ünvanina sahipken günümüzde sadece yaya ve bisiklet trafigine açiktir. Berlin-basdat Demiryolu Projesinin bir ayagi olan Demirköprü, 1912'de inia edilen bir tren köprüsüdür. sehir merkezinin güneyinde bulunan Regülatör köprü ise nehir suyu için bir regülatör olarak kullanilan bir köprüdür. Ayni zamanda yayalara tahsis edilen üç köprü de bulunmaktadir, bunlar; Seyhan ve Mustafakemalpasa köprüleri, metro köprüsü ve O-50 otoyolonun köprüsüdür. 1882 yilinda Adana valisi tarafindan inia edilen Büyüksaat, 32 metre yüksekligiyle Türkiye'deki en uzun saat kulesidir. Fransiz isgali sirasinda hasar görmüstür ama 1935'te yeniden inia edilmistir ve sehrin armasinda sergilenmektedir. Kazancilar ÇariIsi, Büyük Saat civarinda kurulMustur. Ramazanoglu Konagi, 1495 yilinda Halil Bey'in hükümdarligi sirasinda inia edilmistir. Üç katli olan konak hem tas hem de tuslayla örülmüstür ve Türkiye'deki en eski ev örneklerinden biri olarak kabul edilir. Ramazanoglu ailesinin yasadigi yer Harem bölümüdür. Kalintilari günümüze ulasamayan Selamlik bölümü ise devlet islerinin görüsüldüsü yerdi. Çasi Hamam 1529'da Ramazanoglu Piri Pasa tarafindan inia edilmistir ve Adana'daki en büyük hamamdir. bes kubbesi bulunan hamamin iç bölümleri mermerle kaplanmistir. Hamamin inia edildigi yillarda degirmen çarklari ve kanallar araciligiyla hamama su taginirdi.
Irmak Hamam Seyhan Belediye Binasi'nin yaninda bulunur ve antik Roma hamamlarinin kalintilari üzerine Ramazanoglu Halil Bey tarafindan 1494'te inia edilmistir]. Suyu nehirden geldigi için bu ismi almistir. sehirdeki Diser tarihi hamamlar ise Mestenzade Hamami ve Yeni Hamam'dir.
Sabanci Merkez Camii tarihi bir geçmise sahip olmamasina ragmen Adana'da en çok ziyaret edilen camidir, bunu sebebi de Orta Dogu'daki en büyük camilerden biri olmasidir. Osmanli Mimarisi'ne sadik kalinarak inia edilen cami 1998 yilinda hizmete açilmistir ve 28,500 kigiye kadar kapasitesi vardir. Caminin alti minaresi bulunmakla beraber bunlarin dördünün yüksekligi 99 metredir. Kubbesi 32 metre çapindadir ve ibadet alanindan 54 metre yüksektedie. Seyhan Köprüsü'nün kösesinde ve Seyhan Nehri'nin bati kanadinda bulunmaktadir. Bu sayede genis bir alandan görülebilmektedir.
1541 yilinda Ramazanoglu devrinde külliye biçiminde inia edilen Ulu Cami ise medresesi ve türbesiyle Adana'nin en çok ilgi gören ortaçag mimarisine sahip bir yapIsgdir. Pencerelerinin etrafinda göze çarpan süsleme sanatlarinin yani sira camide siyah ve beyaz mermer taglarina rastlanir. Bunlar iç mekanda kullanilan 16. yüzyil ?znik çiniciligi ile ünlüdür. Minarelerde ise kullanilan dik ?emalarla Memlüklerin etkisi görülmektedir.
asil olarak St. James'in Klisisesi olarak inia edilen Yag Camii daha sonralari 1501 yilinda Ramazanoglu Halil Bey tarafindan camiye çevrilmistir.[21] ileriki zamanlarda 1525'te Piri Mehmet Pasa tarafindan camiye bir minare ve 1558'de de bir medrese eklenmistir. Camide Selçuklu mimarisi görülmekle beraber cami sari tastan yapilmis bir kapiya sahiptir. Abdülrezzak Antaki tarafindan 1724 yilinda inia edilen Yeni Camii günümüzde bazi kesimlerce hala Antaki Cami olarak anilmaktadir. Camide memlük mimarisinin etkisi görülmektedir. Cami dikdörtgen biçiminde yapilmistir ve güney cephesindeki duvarlarda tas islemeciligi bulunmaktadir.
|